Kurucumuzun Ağzından Vücut Tasarım Deneyimi

20’li yaşlarda geçirdiğim menisküs ameliyatının sonucu olarak kıkırdak aşınması olduğu söylenen sağ dizim bana büyük bir hareket güçlüğü oluşturuyordu. Sırtım, boynum, başım ve eklemlerim de artık ağrımaya başlamıştı. Bütün bu şikayetlerime batı tıbbı tarafından fibromiyalji, boyun fıtığı ve boyun düzleşmesi teşhisi konuldu. Anlayacağınız elle tutulur bir yerim kalmamıştı. Kullandığım birçok ilaç yüzünden hiçbir sorun olmayan midem de en sonunda rahatsızlandı. Doktor fibromiyaljinin tıbben tedavisinin olmadığını, yalnızca bloke edip ilerlemesini önleyeceklerini, dizim için de mutlaka platin takılması gerektiğini söylüyordu.

Bu karar hiç içime sinmedi ve teklif edilen sorumluluğu almadım. Mutlaka bir çaresi vardır diyordu içimdeki ses. Boş durmadım, aklınıza gelebilecek tıbbi ve alternatif yöntemleri denedim. Her deneme sonunda ağrılarım daha da şiddetleniyor ve çözümün bu olmadığını anlıyordum.

Denemediğim bir tek spor salonu kalmıştı ona da gittim. Makinelere yapışarak, nefes bile almadan onlarda çare arıyordum. Hoca pilates zamanı deyince ne yapıyorsa bizler de onu taklit ediyorduk. Anlık rahatlamalar yaşıyordum. Ama ters giden bir şeyler vardı ve boyun ağrım geçmiyordu.

“Eğitim Şart!”

Birkaç hareket öğreneyim ve kendim doğrusunu yapayım diye gittiğim ilk eğitimde, ilk ders anatomiyle başlayınca vücudumun içini görme fırsatı yakaladım. Bir eğitim diğer eğitimin zeminini oluşturdu. Öğrendikçe uyguluyor, uyguladıkça heyecanlanıyor, heyecanlandıkça farklı kaynaklardan daha da çok araştırma ihtiyacı hissediyordum. Sanki sonsuz bir okyanusun içine düşmüştüm.

Bu süreçte gördüm ki, bahsettiğim şikayetler teker teker vücudumu terk etmiş. Anladım ki vücut, “mış” gibi yapılan çalışmaları kabul etmiyor. Bozulmuş olan anatomik yapı yeniden tasarlandığında, sizi şikayetlerinizi yok ederek mükafatlandırıyor. Vücudumuz öyle dürüst bir yaradılışa sahip ki; samimiyetle yapılan şeylere aynı samimiyette sonuçlarla cevap veriyor.Bana fayda sağlayan bu çalışma konseptini insanlara da aktarmak istedim. Derslerde edindiğim deneyim ve tecrübelerim giderek artıyordu ve sağlıkla, güzellikle ödüllendirilen öğrencilerim müthiş minnet ve samimiyetleriyle geri bildirimlerde bulunuyorlardı. Yaradan’a şükürler olsun ki, önce benim şifama sonra da diğer insanların şifalamasında rol almama vesile oldu. Geçmişte kendi bedeniyle alakalı çok büyük umutsuzluklar yaşamış biri olarak, şu anda bulunduğum noktada söyleyebilirim ki; imkansız denen bir şey yok. Yeter ki siz umudunuzu kaybetmeyin.